21 Mart 2024

On cümlede Rusya başkanlık seçimleri

15-16-17 Mart 2024 seçimleri Rusya, dünya ve bu arada Türkiye açısından bazı önemli sonuçlara yol açtı

Vladimir Putin

1. Putin’in beşinci (şeklen başbakan olduğu 2008-2012 yılları da sayılırsa altıncı) dönem başkanlık yapmak üzere yüzde 87,28 oy oranıyla seçilmesi, oylama süreciyle ilgili tüm itiraz ve eleştirilere karşın, Putin’in Rusya’da çok güçlü ve rakipsiz bir lider olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

2. Bu seçimler, Gorbaçov ve Yeltsin yıllarında temelleri atılan demokratik seçim ilkelerinden en fazla uzaklaşıldığı, hiçbir muhalif adayın katılımına izin verilmeyen, gerçekleştirilmesi, bağımsız gözlemci denetimi ve açıklanan abartılı resmî sonuçları bakımından baskıcı Sovyet pratiğini en fazla hatırlatan bir siyasi sürece sahne oldu.

3. Seçimlerin temel özelliklerinden biri, Putin’in iki yılı aşkındır sürdürdüğü Ukrayna Savaşı konusunda fiili bir referandum anlamına gelmesiydi ve Kremlin bu oylamadan istediği desteği aldı.

4. Bu seçim (ve “referandum”) sonuçları, Putin’e, ABD ve NATO ile giderek daha tehlikeli hale gelen (kimilerine göre Üçüncü Dünya Savaşı’na yol açabilecek, kimilerine göre Rusya’nın nükleer bomba kullanmasına tanık olacağımız) mücadelesinde istediği gibi davranma şansı veriyor.

5. Her türlü kuşku ve tartışmalar bir yana, ülkede etkili bir muhalefet olsaydı, sonuç böyle çıkamazdı; dolayısıyla seçim sonuçları Rusya’da ciddi bir muhalif gücün bulunmadığını net bir şekilde ortaya koydu.

6. Bu seçimlerin ardından muhaliflere, bağımsız gazetecilere ve aydınlara, LGBTİ ve diğer aykırı çevrelere karşı Rusya devletinin tavrının daha da sertleşmesi, bunun Çin’deki gibi resmî bir ideoloji ile “taçlandırılması” şaşırtıcı olmayacaktır.

7. Bununla birlikte herhangi bir iç ve/veya dış tetikleyici sonucu (yakın tarihteki Prigojin isyan denemesi, Dağıstan Mahaçkale Havaalanı’nda “Yahudi avı” ve Başkurdistan’daki huzursuzlar gibi) Rusya’daki istikrarın bozulmayacağının hiçbir garantisi yoktur.

8. Kremlin’in yeni dönemde izleyeceği çizginin bazı önemli ayrıntılarını görmek için, şimdiki Başbakan (ve Anayasa’ya göre iktidarın iki numaralı yetkilisi) Mişustin’in ve hükümetin istifası ile Putin’in 7 Mayıs’ta resmen 2024-2030 dönemi başkanı olarak göreve başlaması, özellikle de yeni başbakan ve bakanların kimler olacağı konusu beklenmelidir.

9. Dünya ve bu arada ülkemizin de içinde ya da yakınında olduğu coğrafyalar (Karadeniz, Kafkasya, Ortadoğu bölgeleri vb.), Rusya ile Batı arasındaki çatışma politikalarından giderek daha fazla etkilenebilir ve hem uluslararası hem de bölgesel istikrar ciddi risklerle karşılaşabilir. 

10. Bu şartlarda Türkiye’nin kendi ulusal güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını önceleyerek Rusya ile ilişkilerini yürütmeye özen göstermesi, Batı ve Kiev ile Moskova arasında arabuluculuk girişimlerini sürdürmeye çalışması ama askerî ticareti ve iş birliğini geliştirme de dâhil riskli alanlardan dikkatle kaçınması büyük önem taşıyor.  

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

Erdoğan’a saygıda kusur etmeyen ünlü Rus rejisör Pamuk’a ateş püskürdü

Bazı kültür insanları yazdığı, yönettiği, rol aldığı eserlerde eşsiz kahramanlık öykülerini yansıtsa da gerçek hayatta bunların çok uzağına düşebiliyor

Erdoğan, İmamoğlu, Yavaş, Commodus, Maksimus…

Mertlik Türk olmanın genetik bir sonucu değil. Ve tarihimiz sayısız entrika, tuzak ve kalleşlikle dolu

"
"